3 Haziran 2009 Çarşamba

Bilimsel Reklamcılık

Bilimsel Reklamcılık, modern reklamcılığın kurucularından ABD’li reklamcı Claude C. Hopkins ile birlikte anılır. Deneme yoluyla satış, kupon örnekleri metin araştırmaları gibi çağdaş reklamcılığın standart ilkelerini ilk kullanan kişi olan Hopkins’e göre reklamcılık da bilim gibi belirli ilkeler üzerine kurulmuş ve temel kurallara dayanmaktadır.

Bilimsel rekalmcılığı uygulayabilmek için, reklamların aslında satıcı olduğu anlaşılmalıdır. Reklamcılıkta pırıltılı yazı tarzının yeri yoktur. Kendine özgü bir üslup dikkati konudan uzaklaştırır. Görünen herhangi bir satış çabası direnç doğurur. İkna yeteneği, aşırı etkileme tehlikesi yaratır. Hak etme ve hizmet dışında bir şeyi akla getiren herhangi bir çizgide satış çabası ölümcüldür.

Kişi doğal ve basit olmalıdır. Kullandığı dil anlaşılmaz olmamalıdır. Bencil ifadeler kullanılmamalıdır. “Taklitlerinden kaçının”, “Sahtelerine dikkat edin” gibi çağrıların iyi bir etkisi yoktur ve alıcılara hoş gelmeyecek bir dürtüye işaret ederler.

Gülçin Palaoğullarından

2 Haziran 2009 Salı

KÜRESEL KÖYLÜYÜZ


McLuhan kitle iletişim araçlarının, baskı makinesinden başlayarak radyo ve özellikle de televizyonun, toplum üzerine etkilerini incelemiş ve elektronik iletişim araçlarının kültürü yaygınlaştırarak dünyayı “küresel bir köye” dönüştüreceklerini öne sürmüştür.
Mc Luhan elektronik medya sayesinde insanların artık yer mekan ve zaman kavramlarının olmadığını her şeyin aynı olduğunu söyler.’Araç mesajdır’ kitabında da Global bir köyde yaşadığımızı ve toplumu yönlendiren bir araç olduğunu ifade eder. Mc Luhana göre bugun Global Koy Internet hayatının ruhunu oluşturmaktadır. Dünya, insanların her şeyi aynı anda öğrendiği bir köy haline gelmektedir. Dünya, modern uydu iletişimi ve kapitalist üretim biçimindeki gelişmelerle bütünleşik bir dünya olmuştur. Global kent, reklamcıların reklamını yaptıkları, tüketim mallarının üreticisi uluslar arası firmalar ve ortaklarının köyü olmuştur.

HANDE KUTSAL

PERİODS OF COMMUNICATION

Humanity has communicated to each other since humanity is to be. Humanity always develops. As humanity, communicatıon forms develop. This developings are paralel to each other. At the same time,the opinions develop about them. The most important three of them are; the content is the message, the medium is the message and the person is the message. If we separate to these opinions to periods, before the mass media, after the mass media and communication-information era.
Firstly, in “the content is the message”, content is important for message, isn’t medium. In old times, organizations didn’t need medium for reach to people; because the world didn’t global, it is local. So reaching to people was easier than now.

Secondly, Marshall McLuhan said “the medium is the message” in 1967. In these years, mass media developed and got be important for people lifes. In this idea, medium is the most important for message but content is important. According to McLuhan, with mass media, the message is determined and its content might change according to medium that is used. Namely the message is perceived different with different medium.

Third one is “the person is the message”. With developing the technology, using the media changed. Traditional media gave place to social media. Anymore, people just aren’t receiver, they generate the content. They want to be arbiter; because they live in information era and know to a lot thing. Also people are more individual anymore. So everything that have done by people are might be message.

Finally, inventions, technological developings, etc. change to people’ social, cultural lifes. Whereat, all off them affect communication in between people.


BURCU BAYAT


MARKA OLMAK

‘Tüketici tüm pazarlama çabalarının odak noktasıdır.’ görüşünden yola çıkılırsa; etkili bir pazarlama; tüketicinin zihninde yer alabilmektir. Tüketicinin zihninde yer alabilmek için de belirli aşamalardan geçmek gerekir. Bunlar; tüketicinin markayı algılaması, marka konumlandırma, konumlandırma stratejisinde takip edilecek aşamalar, hizmeti (ürünü) konumlandırmak için kullanılan yöntemlerdir.
Tüketicinin markayı algılamasında kişilerin seçimi ve algısı çok önemlidir. Kişilerin seçimlerine göre algıları değişir. Günümüzde kişiler o kadar çok reklama mağruz kalıyorlar ki algılarını ister istemez kapatıyorlar gelen mesajlara karşı. Fakat kişinin ilgi alanın açık olduğu bir döneminde o kişiye mesajınızı gönderirseniz işte o zaman istediğiniz sonuca ulaşırsınız. En azından farkındalık aşamasını geçmiş olursunuz. Bu aşamadan sonra ikinci aşamanız akılda tutulma olacaktır. Markanız akılda tutulabilsin ki diğer markalar arasında öncelik kazılabilsin. Tabi bu noktaları uygulayabilmek için marka olarak ürününüze bir konumlandırma yapmalısınız. Bu da; ürünün fiyatı, ambalajı, tasarımı, dağıtımı, hatta satış noktalarıdır. Bu özelliklerin ürününüzde ne kadarı var? bir mevcut durum analizi yapmalısınız. Ürününüzü (hizmetinizi) konumlandırdıktan sonra tüketicinin zihninde dogru satış ve pazarlamayla artık bir marka olabilirsiniz.

İLKNUR KAYA

UÇ BOYUTLU TEKNOLOJİ

Teknolojinin gelişmesiyle reklamların boyutuda değişti artık Eskiden biri reklamı yapılacak ürünü eline alıp kameraların karşısına geçerdi. Başlardı ürünün özelliklerini anlatmaya. Geçenlerde bir telefon reklamı dikkatimi çekti. Adam evden çıkarken yanına almak istediği şeyleri katladı katladı telefonunun içine yerleştirdi tabi sevgilisini de katlayıp koymayı unutmadı. Telefonun özelliği görüntülü konuşma yapılabilmesiymiş. Bizim çocuk katlayıp koymuştu ya sevgilisini telefonunun içine kız uyanır uyanmaz başladılar görüntülü konuşmaya. Günümüzde o kadar kolay iletişim kurabilir olduk ki iletişimden sıkılıp iletişimsizliğe başladık. Gün içinde arkadaşlarımızla, sevgilimizle, ailemizle o kadar çok haberleşiyoruz ki akşam eve gittiğimizde geriye konuşacak bir şey kalmıyor. Canımız bir şeye sıkıldığında, bir sorun olduğunda anında arayıp anlatıveriyoruz. Kavgalar, üzüntüler, sıkıntılar, mutluluklar hep bir ekran arkasından paylaşılıyor. Yüzyüze iletişim kurmayı unutur olduk. Beynimiz bu sisteme adapte olmayı başarmış gibi gözüküyor peki ya bedenimiz?

Özge BAKAN

1 Haziran 2009 Pazartesi

New Medıa


We can say that, there are two different kinds of media: the traditional media and new media. They are very different from each other. Traditional media is a one-way, but the new media is a two-way model. In traditional media, the content of the message is creating by journalists or broadcasters and deliver to audience. It uses classical mass communication tools; such as tv, radio, newspapers...Traditional media doesn’t allow audiences to share their opinions and to give a feedback quickly in a short time.

However the new media benefit from digital technology. It exists with computers. New media presents more interactive communication to us, cause the public is also participating to generate the message. In this media the public is determinative and active about the message.

There are many websites that allows users to create the content of the message. Users can publish and share their own writings, videos, photos and the other contents in these forums, blogs and websites. E.g. people can publish their own videos in Youtube or ideas and knowledge in Wikipedia or photos in Deviantart.com… People can also share their feelings and opinions with one click just in a few seconds.

This people-centered new media is extended in the last 4 years and continue to extend with a great speed. It is a speech-based communication form and more interactive than traditional media.

MELİSA TÜRKÖZ

DIFFERENCES OF PR& ADVERTISING

There are some differences between advertising and public relations. First of all the aim of advertising is trading, but the aim of public relations is to inform public about the topic. Advertising says that you, your product or servise is good but public relations find the people who says that you’re good and maket that people speak. Advertising is devoted to influence us, it try to touch our senses and it’s communicaiton can be controlled. Thats why adversitising gets the response recently. But public relations give information, so its feedback needs a long while.Public realtions includes lots of things in it, for instance mass communication tools are essential for PR. They gain value if these are used successfuly. PR is an organized system. We can say that it is an art that aims to make public internalize current attitudes or to persuade public to create an act in a particular way. Advertising is one of the most important point for PR. Advertising is a publicty(identification) and you can persuade public with identification in other words with advertising. In advertising the product is in the foreground but in PR the company is in the foreground. Advertising is a medium. It is commercial and devoted to profit. It has a certain target audience. It doesn’t has widely evolution(expansion) like PR. I want to give an example which explains the differences between advertising and PR: The Capitol PR Director Melih Şabanoğlu says: “Advertising is like Hiroshima it tie it up with a bomb. But PR is like the Stalingrad War. It persevere by cleaning the every street one by one.Finally, actualy PR and advertising are both aim to identify the brand and make it consumed. They try to give positive impressions to public. Advertising do this with saying “this is an advertising” but PR do this implicitly.

ÇİSİL MURAT

İletişemeyen Modern Balkabakları

Erteliyoruz canımızı sıkabilecek herşeyi. Bir arkadaşımıza sinirleniyoruz, yakıyoruz bir sigara , sinirler yatışıyor. Söylenecek pek çok sözü, hatta yapılacak tartışmayı erteliyoruz. Belki o tartışma ile tüm sorunlar çözülecek, büyük bir adım atılacak. Ama tartışma can sıkıcıdır. E ne de olsa bize sunulanlar arasında, uzaklaşıp unutmamızı sağlayan şeyler var. Bizi uyutan, bizi uyuşturan.. Bize unutturan… Kolay olanı seçmek, hazcılık insanın doğasında var. Zaaflarımız kullanılıyor… Farkında mıyız? Belki.. Önemi var mı? Sanki…

Yorucu ve can sıkıcı bir gün geçiriyoruz.. Belki patranomuz azarlamış ya da sınavlar kötü geçmiş. Bir kaçış arıyoruz. İlla ki kaçmak lazım diyorlar çünkü bize. Kaçıp, bir kadehe sığınıyoruz. 1 kadeh, 2 kadeh…3..4.. ve unutuyoruz. Dünya öyle güzel ki bu kadehten bakınca… Ama külkedisinin masalı misali bu… Geçiveriyor. Sabah uyanıyoruz, aynı işte çalışıyor ya da aynı okula gidiyoruz… Değişen hiç birşey yok…


İşte bu döngüde sürüyor yaşantımız. Balkabağı olduğumuz zamanlarda, bir peri değneği ile görkemli bir şekle bürünüyoruz… Bir an kim olduğumuzu, sorunlarımızı unutuyoruz.. -Unutmak mı dedim. Hayır , hayır erteliyoruz… -Sonra saat 12 yi vuruyor… Biz yine balkabağı… Ağzımızda kekremsi bir tad… Bazen keşke diyor bazen boşver diyoruz… Unuttuğumuzu sanıp, o perinin tekrar gelmesini bekliyoruz.

SEVTAP BİNBİR

Kitle İletişim Araçları

Kitle iletişimi kavramı basitçe iletinin kitle iletişim araçları (gazete, dergi, radyo, televizyon, sinema ve kitap gibi) aracılığıyla geniş kitlelere (dinleyici, izleyici, okuyucuya) iletilmesidir.

Kitle iletişiminin birçok avantajı ve dezavantajı vardır.
Örneğin Kitle iletişim araçlarının bir iletiyi geniş kitlelere yayma özelliği kuşkusuz bu araçların en büyük özelliğidir. Buna karşın yayınlanan/yayımlanan iletinin bireyler üzerindeki etkinliği ne yazık ki yüz yüze iletişim ya da kişiler arası iletişim kadar etkin değildir.

Kitle iletişim aracı dendiğinde aklımıza ilk gelen, gazete, dergi, kitap gibi yazılı; radyo gibi işitsel; televizyon, sinema gibi işitsel-görsel; internet gibi işitsel-görsel ve yazılı iletişim araçlarıdır. Bunların dışında resim, tiyatro gibi sanatları da kitle iletişim araçları arasında sayabiliriz.

Kitle iletişim araçlarının farklı özellikleri olmasına rağmen, hepsinin birleştiği ortak bir nokta vardır. Bu da, kitle iletişim araçlarının ‘yayma’ özelliğidir. Kitle iletişim araçları, bir haberi, fikri, düşünceyi, duyguyu yazı, resim görüntü veya ses olarak çoğaltmak suretiyle aynı mesajı anonim nitelikteki kitleye ulaştıran teknik araçlardır.

İlk kitle iletişim aracı, ilk çağ uygarlıklarından Roma ve Mısırda da yaygın bir şekilde kullanılan gazetedir. ilk kitle iletişim aracı olan gazetenin hedef kitlesi okur-yazarlık bilenlerle sınırlıydı. Gazeteler gelişen teknolojiye rağmen günümüzde vazgeçilemeyen mecralar arasında kendine yer bulmaktadır. Uzun yıllar iktidarını sürdüren gazete iletişim teknolojilerindeki gelişme sayesinde yerini radyoya bırakmak zorunda kaldı.

Radyo; radyo dalgaları vasıtasıyla sınırları ortadan kaldırarak daha uzak mekanlara ve hedef kitlelere ulaştı. Radyoda ile birlikte genişleyen algı sayesinde radyodaki iletiler yalnızca okuma-yazma bilen elit bir kesime değil, okuma yazma bilmeyenlere de hitap eder hale gelmiştir. Radyo sayesinde sizden kilometrelerce uzakta olan insanlara fikrinizi, haberinizi rahatlıkla ulaştırabilirsiniz.Gazetenin, mekana ve zamana bağımlılığını, radyo sınırlı olarak ortadan kaldırdı. Reklam mecrası olarak radyo sadece ürün hakkında sesli bilgi verebilmektedir.

Radyonun iktidarı, görsel ve işitsel iletişim aracı olan televizyonla kısa sürede sona erdi.
Televizyon sayesinde harita üzerinde yerini bilmediğimiz ülkeler hakkında hem görsel hemde işitsel olarak haberdar olabilmekteyiz. Önceleri siyah beyaz yayınlarla hayatımıza giren televizyonlar şimdilerde üzerinden alışveriş yapılabilen araçlar haline gelmiştir. Reklam mecrası olarak radyo ürün hakkında hem işitsel hem görsel hemde hemde yazılı olarak bilgiler sunabilmektedir. İnsanlar gönderilen mesajları birkaç farklı algı sensöründen almaya başladıkları için gönderilen mesajların algılanması da kolaylaşmıştır.

Son olarak internetin gelişmesiyle insanlar artık sadece iletiyi alan(alıcı) olma durumundan kurtuldular. Ve artık kendi iletilerini de oluşturabildikleri internet siteleri ve bloglar vasıtası ile dünyanın diğer ucundaki insanlara yayma imkanı buldular. Radyo ve televizyonla kısmen ortadan kalkan sınırlar internet ile tamamen ortadan kalktı.

Halil ibrahim SEZER

İletişim Nedir ?

İletişim kesinlikle bizim yaptığımız şey değildir. Bir sürü garip şey öğreniyoruz,aklımızda kalacakları da meçhul. Bir de olayın vitrin kısmı var ki bambaşka... Neymiş takım falan giyince daha güzel bir izlenim bırakıyormuşuz. Benim için samimiyet, kalite o değildir. Derdi olan gelir efendi gibi (isterse pijamayla, isterse çıplak, samimiyet yeter) der. “Abi benim derdim budur’’. Derim eyvallah. Anlarım adam samimi. Yok kendine fazla, yüzeysel bir bakım, yok efendim bir özen. İtici bilakis. Kendin değilsin ki öyle. Başkalarının koyduğu kalıplardasın. O zaman onun adı iletişim değil, yalan oluyor bana göre. Sahte gülümsemeler, arkadan konuşmalar, vs.

Sözün özü iletişim bana göre samimiyettir.”Hacı naber” derkenki ‘’iletişim’’ başka hiç bir yerde yok bana göre. Herkese saygılar efenim, esen kalın, kendi bildiğinizi okuyun.

Akhan Akpınar

REKLAM DENDİĞİNDE

Reklamlar hayatımızı renklendiren küçük ayrıntılardır. Uzun bir film arasında nefes almamızı sağlayan küçük mollalardır. İçinde birçok mesajı saklayan bu küçük mollalar çok büyük işler başarır. Bazen dünyaca ünlü bir ürünü tanıtan bazen çok sıradan bir ürünü sunan reklamların hepsinin amacı farkındalık yaratmak, hedef kitlenin zihninde yer edinmektir, bazı reklamlar bu çok kolaylıkla yaparken bazıların farkına bile varmıyoruz, bu nasıl mı oluyor?
Başarılı reklamlar genellikle çok renkli, etkili bir dili yada müziği olan reklamlar oluyor genelde , basma kalıp sözlerle derdini anlatmaya çalışanlar ise izleyicinin bir kulağından giriyor diğerinden çıkıyor.Başarılı bir reklam her zaman derdini çok iyi bir dil yada grafikle anlatanlar değildir,bazen tek bir görüntü tek bir fotoğraf bile yetebilir reklamların başarılı olması için,asıl amaç mesajın nasıl algılandığıdır.Mesajda görüntüde birbirini tamamlamalı reklamda anlatılmak istenenle uyum içinde olmalıdır.Bunun dışında birde hedef kitlenin ilgisi de çok önemlidir eğer siz tanıtılan ürüne karşı bir merakınız varsa o reklam sizin daha çabuk dikkatinizi çeker ve farkındalığı yakalamış olursunuz.
Reklamın amacı tanıtım yapmanın dışında bazı bilgileri tüketici zihnine empoze etmeyi de amaçlar bazı temel yargıları bize öğretir ve toplum içinde sosyalleşmemizi,bir statuyu bize sunar.Reklam trafiğinin bu kadar yoğun olduğu günümüzde re3klamlardan etkilenememek ve onların bize sunduğu dünyanın dışında kalmak imkansız

CANSU ADIGÜZEL

Women's Representation Form On Turkısh Newspapers

In turkey, newspapers' sex is man and because of that they are printed in that way. 90% of the writers (yazar kadrosu) are man. In this direction,world perception of news is being shaped with mens eyes.daily language of newspapers is sometimes ignoring our womens existence,sometimes insulting and sometimes bearing them down with words. Undoubtedly,women keeping quiet against this language is a cause of things not changing in turkey. When we look at the news headlines of newspapers, we come across to a mentality which bears down and humiliates women.the cause of we are coming across to this type of headlines and news is reporters using wrong language and editors lack of education.for example if an expression like 'husband gone mad' is being engraved, it is very dangerous.ıf we use an expression like this,reader will think that she deserved it. It is nothing more than legalizing violence. Another example is, in rape news the picture of aggrieved person shouldn't be published. But in turkey,there is no such conscious. As it's seen here woman has no value.even in printed media, insulting women is being done.women are seen as a sex meta. Even in an unrelated topic, woman body is being used unnecessarily. It's been forgotten that woman is an individual.ın one page,2 news included with woman. One of the news content is important. But the other news content is being emptied. So it's balanced.also on the back pages of newspapers, woman body is exhibited for mans pleasure.most of the news about woman includes women being a victim. When media companies broadcasting woman victims bloody scenes, they aren't aware of outraging upon justice of women.ıf necessary adjustments won't be done in judical system, these wrong things will continue to happen.
On newspapers 3rd page news, in stories, a social problem like prostitution is being embroidered with pictures of woman body and face very normally. It's being thought that they deserve it and nobody judges these pictures. They say ''she deserved it,why hiding her face?'' unfortunately, carelessness will spread out with these conditions. When the things woman experienced being told, linguistic and visual expression approaches to pornography.
When these things are told barely and longly,it shows that it's becoming a normal thing and that's a very dangerous situtation. News headlines intervene sexist prejudice to come out…

CANSU MALATYALI

MOR İNEK

Seth Godin pazarlamanın 4P’lerine bir yenisini ekleyen ünlü bir pazarlamacıdır. “Purple Cow” (Mor İnek) adını verdiği yeni P kavramı Godin ailesinin bir Fransa gezisinde yol kenarında gördükleri otlayan ineklerden ortaya çıkmıştır. Godin ailesine çayırlarda otlayan inekler ilginç gelir; ancak yirmi dakika sonra görüntü sıradanlaşır; hatta sıkıcı bile gelir. Bu durumu “Gördüğümüz yeni inekler ilk gördüklerimizle aynıydı ve başta bize şaşırtıcı gelen şey şimdi sıradandı. Hatta sıradan olmaktan da kötüsü sıkıcıydı” diye anlatan Seth Godin, ineklerin hepsinin kahverengi olması zamanla alışkanlık haline gelip cezbedici özelliğini kaybettiğini düşünür. Bir de bu ineklerin arasında mor bir inek olsaydı ve Godin ailesini sıkıntılarının geçmesini sağlayıp, bütün dikkatleri üzerine çekebilirdi. Pazarlamanın beşinci P’si “Mor İnek” (Purple Cow) Seth Godin’in bu gezisi esnasında gözlemleri sonucunda düşünerek ortaya çıkmıştır.
“Mor İnek” kavramının pazarlamacılara anlatmak istediği farklı olmak, üründeki ya da hizmetteki farklılığı doğru hedef kitleye, doğru araçlarla fark ettirebilmektir.
Markalar tüketicilerine farklı şeyler sunmalı, farklı ve sıra dışı bunu sağladıkları ölçüde başarılı olabilirler. “Farklılaştırma” yöntemiyle ürünü pazarlayan bir firma rakipleri arasında da farklılaşarak, tüketicinin zihninde farklı bir yere sahip olur.
Günümüz müşterisi artık bilinçli, alışveriş merkezinde gördüğü her şeyi sepetine koyan müşteri yapısı değişti. İnsanlar her şeyi araştırarak, hakkında bilgi sahibi olarak satın alıyorlar. Bu yüzden firmalar ayakta kalabilmek için “farklılaştırma” politikasıyla müşterilerinin karşısına çıkmalılar.
Godin’in “Mor İnek” kavramıyla söylemek istediği, marka olabilmek için ve bu olabilirliği devam ettirebilmek için farklı bir tarz oluşturarak yollarına devam etmeleri gerektiğini belirtmiştir.

Neriman Dere

TİK (teknolojik iletişim kargaşası )

İletişim çağındayız dimi. Yani elimize aldığımız her araçla birbirimize bir şeyler iletiyoruz.
Teknoloji bize birde zorunlu adaptasyonu diretiyor ki, adeta bu zehri içine almak istemeyen toplumun dışında kalıyor, sosyalliği azalıyor. Peki teknolojinin bize sağladığı iletişim gerçekten bir sosyallik mi? İnsanlar gelişmiş teknoloji sayesinde ilişkilerinin, iletişimlerinin ömrünü kısaltıyorlar. Ve farkında olmadığımız büyük çelişki ise bir bilgisayarın ya da faks cihazının ya da cep telefonun başındayken belki binlerce insana ulaşabiliyoruz ama gözden kaçırdığımız şey; genelde bunu yaparken bir odanın içinde yapayalnız olmamız. Aslında bu çağ bize doğru hedefleri, uygun stratejileri bilim ve teknoloji ışığında sunmaya çalışırken bir yandan da bizden gülüşlerimizi, şaşırmalarımızı, ağlamalarımızı, somurtmalarımızı kısacası mimiklerimizi çalıyor. Zamandan kazanacağız derken kimi zaman yüz yüze bir iletişim olmadığından birbirimizi algılayamıyor, daha kötüsü yanlış algılayabiliyoruz. Teknolojiden mahrum insanlar mektuplara en azından gözyaşlarını somut bir biçimde koyabiliyorlardı.
Demek istediğim biz iletişim kuruyoruz, sosyaliz derken aslında o iletişim kargaşası içinde kayboluyoruz. Bence teknolojiyi iletişimin kendisini kurmak için değil de onu planlamak, zamanlamak için kullanmalıyız. Yani teknoloji iletişim için bir araç olmalı, onun üzerinden ya da onun ta kendisi değil. Tabi bu iletişim denen şeyden algıladığımız mananın yüzeyselliği ve derinliği ile de çok alakalı.

Özgün İnanç Gülle

Reklamlar İşe Yarar Mı?

Aslında bakacak olursak,tv- endüstri karmasının çöküşü ve diğer kitle iletişim araçlarının demode olduğunu düşünebilir, reklamların günümüzde işe yaramadığı, tüketicilerin uzak durduğu ya da görmezden geldiği kanısına varmak çok kolaydır. Bunun ne kadar doğru olup olmadığı tartışma konusudur. Günümüz reklamları eskisi gibi olmasa da, çoğu harcanan para boşa da gitse, reklamların çok işe yaradığını,dikkatleri çektiğini ve satış yaptırdığını söyleyebiliriz. Bir çok pazarlama ve reklam çalışmalarının çoğu hedefsizken belli bir noktaya hedeflenen reklamlar harcanan paraya daha çok değiyor. Çok farklı reklamlar her zaman için işe yarar. Örneğin Googlenin küçücük ve sadece metinden oluşan reklamı işe yararken,başka bir sitenin tam sayfa göz alıcı reklamları zayıf kalabiliyor. Bunun sebebi ise Google reklamlarının içerik bakımından o reklama dikkat çekecek kişilere uygun olması ve bu reklamların onlara sunulmasıdır. Google de arama yapmak istediğiniz sözcüğü girer girmez tam tamına o kelimeyle ilgili reklamlar karşınıza çıkar.şimdi bunu reklama daha az odaklanmış bir tüketiciyi yüksek sesle rahatsız edilmesiyle karşılaştıracak olursak farkı görebilmek çok ta zor olmasa gerek.. Yapılan tanıtımın doğru hedef kitleye ulaşması doğrultusunda reklam her zaman işe yarar.

MERVE İNAN

Online Sansür

Yıllardan beri ülkemizde her alanda kendisini göstermiştir sansür,sansürlü sinema filmleri,kitaplar,makaleler yasaklı yayınlar neredeyse Türk demokrasi tarihinin incileri olarak kabul edilir .Günümüzde elektronik ve sanal devrimler sayesinde her türlü bilgi görüntü paylaşımı internet vesilesi ile mümkün kılınmaya başlanmıştı ki sansür zihniyeti genlerine işlemiş olan bazı kurumlarımız derhal harekete geçerek bu saltanatın uzun sürmesine izin vermediler; peki ya ne yaptılar ?
Bugün ülkemizde bir çok internet sitesi yasaklıdır, yasaktan kastedilen ise erişim engelidir yani tüm dünyanın eriştiği sitelere sadece bizim vatandaşlarımızın erişimi engellenmektedir, kısacası bizlerin kafaları kuma sokulmaktadır devekuşu misali.
Son yıllarda en çok tartışılan yasaklı site kuşkusuz dünyaca ünlü video paylaşım sitesi Youtube'dir.T.V reklamlarından video kliplere, film fragmanlarından amatör çekimlere varasıya her türlü videoyu içerisinde barındıran Youtube özellikle iletişimcilerin sık sık başvurdukları bir kaynaktı. Dünya çapında her türlü görsel materyale ulaşma imkanı sağlayan bu siteye artık bizlerin erişme imkanı yok.
Ülkemizdeki Youtube yasağı neyazıkki sınır ötesinde bile haber konusu olmaya başladı yasak kararı AİHM'e kadar gitti üyesi olmak için yırtındığımız AB basınında dahi geniş yankı buldu. Dünyaca ünlü İngiliz The Guardian'ın bir haberinde Türkiye deki Youtube yasağına değiniliyor ve Türkiye nin bu alanda İran, Çin, Sudi Arabistan, Tunus, Fas ve Endonezya gibi ülkelerin arasında yer aldığı belirtiliyor (Not :Endonezyadaki Youtube yasağı geçen mayıs ayında kaldırıldı).
Kısacası çağlar geçiyor ülkemiz modern dünyaya uyum sağlama mücadelesi veriyor ancak değişmeyen zihniyetler her daim gelişme ve modernleşme sürecimize taş koyuyor .

CUDİ KAAN OKMEYDAN

İletişim Tartışmaları

İletişimin önemini giderek arttığı bir dünyada, iletişim araştırma ve kuramlarını öğrenmek, iletişim konusunu ve sorununu anlamanın ön koşuludur.
İletişim toplumu oluşturan temel bir öğe olduğu için toplumbilimsel bir çalışma alanı olarak düşünülebilir. Bu nedenle de iletişim araştırmaları ve yaklaşımları toplumbilimsel araştırma ve yaklaşımlardan ayrı düşünülemez. Birçok iletişim kuram ve yaklaşımları belli toplumbilimsel kuramlara dayanır. Toplumbilimin araştırma kökenlerinin 19. yüzyılda atıldığı düşünülecek olursa, iletişim araştırmalarının da toplumbilimsel araştırmalarla aynı tarihte başladığı varsayılabilir. Oysa, iletişim bilimi insanlık tarihi kadar eskidir. Eski yunan mitolojisinden tutun da büyük filozofların eserlerinde iletişim, bütün tartışmaların merkezini oluşturur. Çünkü iletişim insanın ve toplumun kendisidir. İletişim bilimi sadece bir çağın ya da belli bir uygarlığın tartışma konbusu değildir. Ancak iletişim araştırmalarının önem kazanması ve yaygınlaşması., basın, radyo ve sinemanın bir başka deyişle kitle iletişim araçlarının orataya çıktığı ve toplumu etkilemeye başladığı tarihtir.

Harun Arslan

Kullanıcıların Oluşturduğu İçerik

Kullanıcıların Oluşturduğu İçerik bu kavram son zamanlarda online web alanların da oldukça kullanılan bir aktivitedir.Kullanıcıların kendi üretkenliklerini ve yaratıcılıklarını gösteren bu online alanlar gün geçtikçe artarak,kullanıcıların daha fazla üretkenliklerini ve yaratıcılıklarını oluşturdukları alanlar haline gelmeye başlamıştır.

Kullanıcıların kendi alışkanlıklarını,hobilerini,düşüncelerini online alanda aktarılmasına aracı olan bu alanlar amatörlerin de kendilerini ifade edebilecekleri,kendi düşünce içeriklerini başkaları ile paylaşabilecekleri ortak bir platform haline gelmiştir.

Özellikle kişilerin kendi bireysel düşüncelerini aktarması açısından önemli olan bu alanlar,kullanıcılar için yapılması gereken analiz gereksinimi de en az düzeye indirmesi açısından önemlidir.

İnsanlar bu alanlarda kendi kullandıkları ürünlerden,kendi bireysel düşüncelerini yansıtan fikirlere kadar başkaları ile etkileşim içerisinde düşüncelerini paylaşabiliyorlar.

Bu alanlarda insanlar kendileri gibi olma özelliğini gösteren insanlarla ortak bir platformda bir etkileşim içinde de bulunabiliyorlar

Kısacası kullanıcılar internet üzerinden bir çok fikir ve düşüncelerini herhangi bir olay için beyan edebiliyorlar.Bu fikir ve düşünceler özgür bir platformda olumlu yada olumsuz olabiliyor.


PELİN SAĞLAM